DUYGULARI ANLAMAK VE YÖNETMEK

Duyguları Anlamak ve Yönetmek: Psikolojik Dayanıklılığı Artırmanın Yolları

Yeni bir yazıdan daha selamlar değerli okuyucu.

Bu yazıda duygularımızı anlama ve yönetme üzerinde duracağız. Duyguyu tanımlamak bize ne katacak, olumsuz duyguyla nasıl başa çıkabiliriz ve bir kaç ufak konuya daha değineceğiz.
O halde buyurun başlayalım..

Öncelikle ‘duygu’ kelimesinin ne demek olduğuna, ne gibi bir anlam ifade ettiğine bakalım.

TDK, duygu kelimesini; ‘Kendine özgü bir ruhsal hareket’, ‘Duyularla anlama, his’ ve ‘Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim’ olarak açıklamıştır.

Literatürde ise duygu; ‘Belirli uyaranla ortaya çıkan, bizimle uyaran arasındaki ilişkiyle ilgili bilgi veren, ve bizi bir şekilde o uyaranla ilgili olarak hazırlayan, bedensel ve zihinsel olarak birbiriyle uyumlu, geçici nörofizyolojik bir tepki’ olarak tanımlıyor.

Şimdi…. Bütün bu karmaşık tanımları bir kenara bırakıp, içinde bulunduğumuz gerçek hayatta, yaşayarak öğrendiğimiz ‘duygu’ nun tanımına bakalım birkaç örnekle..

Hakan Türkçapar hoca der ki; ‘Duygular hayatımıza renk verir’.    Evet, duyguları renklere benzetebiliriz. Bir çok çeşitte renk olduğu gibi bir çok da duygu vardır hissettiğimiz. Bazıları soluk veya karanlık renkler gibi olumsuz, bazıları ise cıvıl cıvıl, canlı  renkler gibi olumlu..

Genelde hepimiz olumlu olan duyguların peşinden gider, olumsuz olanlardan ise koşarak uzaklaşmak isteriz.

Aynı temel (ana) renkler gibi, temel duygular vardır. Birçok araştırmacı bunları şöyle sıralıyor; ‘korku’, ‘mutluluk’, ‘üzüntü’, ‘tiksinme’, ‘güven’, ‘ilgi’ ve ‘şaşkınlık’. Geri kalan duyguları ise ara renklere benzetebiliriz; ‘pişmanlık’, ‘beklenti’, ‘teslimiyet’, ‘hoşnutluk’ vesaire..

Peki duygular neden varlar?? İşlev ve görevleri nelerdir??

Aslında duyguları bir nevi sensörlere benzetebiliriz. Hani şu hareket edince yanan lambalar var ya, işte onlara.. Nasıl ki lambanın ışık saçması için hareket gerekiyorsa, bir şeye tepki vermek için de duygular gerekir. Hem iç dünya (düşünceler), hem de dış dünyaya karşı tepki oluşturabilmemiz duygularla kolaylaşır. Aksi halde tepki vermek çok zor olacaktır.

Duygular da çevremizde veya içimizde olan bitenleri fark edip, ona göre davranmamızı sağlıyorlar. Elimizi sıcak bir sobaya veya ocağa dokunduğumuzda, o sıcaklığı ve acıyı hissederiz ve hızlıca elimizi çeker, sobanın etrafından uzaklaşırız. İşte duygular da aynı sistemle çalışıyor diyebiliriz..

Bu yazıyı ise şu sözle bitirmek istiyorum; 'İfade edilmemiş duygular asla ölmez. Sadece diri diri gömülür ve sonradan daha korkunç şekillerde tezahür ederler'. (Sigmund Freud) 

Bir diğer yazıda görüşmek üzere sayın okuyucu…


Psikolojik Danışman
Selva BAĞ

 

 

Kaynaklar: Amerikan Psikoloji Derneği - Duyguların Önemi Mindful.org - Bilinçli Farkındalık Teknikleri

📅 Randevu Al

Bloga dön